TOMATİS METODU NEDİR? NASIL UYGULANIR?
Tomatis® Metodu, doğal bir nörosensöriyel uyarım yaklaşımıdır. Metot kapsamında uygulanan dinleme programları, beynin sürekli dikkat kesilmesini ve bunun sonucunda motor, duygusal, bilişsel becerilerin gelişmesini sağlamak üzere, dinlenmekte olan müzik ve sesi gerçek zamanlı değişikliklere tabi tutar. Fransız doktor ve araştırmacı Alfred Tomatis tarafından geliştirilmiş olan Tomatis® Metodu, ileri teknolojilere ve Metodun kullanımında uzmanlaşmış, eğitimli Uygulayıcıların ortaya koyduğu yetkinliğe dayanmaktadır.
Ön bilgi
Öğrenme ve iletişim, çoğumuzda doğal olarak işleyen, bu nedenle çok basit olduğu düşünülen süreçlerdir. Ancak, her on kişiden birinin, bu süreçleri işletmek adına her gün ciddi bir savaş vermek zorunda kaldığı bilinmeli. Belli durumlarda, işitsel bilgi doğru şekilde işlemlenememekte ve dinleme bozuklukları baş göstermektedir.
Kulak, beynimize açılan ana kapı olarak, bilginin işlemlenmesinde temel rol oynar. Etrafımızda meydana gelen sesleri ve ayrıca kendi sesimizi toplayıp, elektriksel uyarımlara dönüştürür ve analiz edilmek üzere beyne iletir. Daha şaşırtıcı olan şey, kulağın aynı zamanda bedensel hareketlerimizi de fark etmesi ve koordinasyon, denge, ritim süreçlerinde büyük rol üstlenmesidir. Bu bakımdan, gerek konuşma, tartışma, talimatları öğrenme, okuma, öğrenme ve ezberleme işlemlerinin yerine getirilmesinde, gerekse en basit bedensel hareketlerin yapılmasında, yani tüm gündelik yaşamımızda hayati bir işleve sahiptir.
Kulak ile beyin arasındaki iletişimde bulanıklıklar baş gösterdiğinde, dış dünya ile etkileşim kurma becerimiz zarar görür. Bunun sonucunda sıklıkla özgüven kaybı ortaya çıkar ve bu da iletişim ve öğrenme güçlüklerini daha şiddetli hale getirir.
Fransız doktor Alfred Tomatis, yaklaşık elli yıl önce, dinleme yetisinin iyileştirilmesini sağlamak üzere, beynin işitme sistemi üzerinden uyarılmasını hedefleyen bir eğitim programı geliştirdi. Kulağa, çok özel bir biçimde işlenerek düzenlenmiş müzik ve insan sesi ileten Tomatis® Metodu, gerek çocuklar gerekse yetişkinlerde dinleme kalitesinin yükseltilmesine yardımcı olmakta.
Sinirbilimindeki gelişmelere öncülük eden Tomatis® Metodu, bugün 2000’i aşkın uzman uygulama merkezinde, TalksUp® adı verilen benzersiz bir teknolojinin yardımıyla, kişisel ihtiyaçlara göre düzenlenmiş dinleme seansları şeklinde uygulanmaktadır.
Bir alternatif eğitim programı şeklinde tanımlanan Tomatis® Metodu, tıbbi ve geleneksel terapötik uygulamaları tamamlayıcı bir yaklaşım olarak, beynin etkili ve doğal bir biçimde uyarılmasını sağlar.
Nasıl uygulanır?
Tomatis® Metodunun uygulanmasında, TalksUp® adı verilen, danışana belli teknik parametreler uyarınca işlenmiş müzik ve ses dinleten, taşınabilir bir elektronik aygıt kullanılmaktadır. TalksUp® aygıtının pek çok özelliği arasında yer alan “elektronik Geçitleme®” işlevi, alçak ses frekansları ile yüksek ses frekansları arasında ani geçişler yaparak ses zıtlıklarının oluşturulmasını sağlayan, benzersiz bir noninvaziv prosedürdür. Kulak, alçak ve yüksek frekanslar arasındaki bu iki yönlü geçişlere uyum sağlamak için ciddi bir çaba sergiler ve beyinde bir uyarım etkisi meydana gelir.
Başvurduğunuz Tomatis® Uygulayıcısı, dinleme yetinize dönük değerlendirmeler yaptıktan sonra, durumunuza uygun seanslardan oluşan bir dinleme programı belirler. TalksUp® aygıtını kullanarak, bu programı kendi evinizde ya da sertifikalı Tomatis® merkezlerinde uygulayabilirsiniz.
Danışanın ses üretmesinin gerekmediği, yani “pasif” dinleme seanslarında, tek yapılması gereken şey, hem kulaklıklar (havadan ses iletimi) hem de titreşim elemanı (kemikten ses iletimi) yoluyla ses ileten kulaklık takımını takmak ve TalksUp® aygıtında oynatılan müziği dinlemektir. Danışanın kendi ürettiği seslerin de kullanıldığı “aktif” dinleme seanslarında ise, üzerinde mikrofon da bulunan aynı kulaklık takımını kullanan danışan, bu kez kendisi de sesli okuma ve tekrarlama egzersizleri yapar. Danışanın sesi, eş zamanlı olarak işlenip kulağa iletilerek, işitsel geri bildirim döngüsünün çalışması sağlanır.
Tomatis® Metodu, benzersiz teknolojilerle donatılmış TalksUp® ve Solisten® aygıtlarıyla uygulanan, eşsiz bir dinleme programıdır. Bu kompakt ve yenilikçi uygulama aygıtı, insan sesini ve müziği eş zamanlı işleyerek, “Tomatis® etkisi”nin gerçek anlamda ortaya çıkmasını sağlar. Alfred Tomatis tarafından geliştirilmiş elektronik Geçitleme® işlemi, en yüksek hassasiyet ve etkinlik düzeyine ulaşılması amacıyla o günden bu yana durmaksızın iyileştirilmiştir. Tomatis® Metodunun tüm teknik parametrelerini bir arada uygulayan TalksUp®, bugün Tomatis® Uygulayıcılarının kullanımına sunulmuş en gelişmiş ve güçlü uygulama aracıdır.
Elektronik Geçitleme®
Dinlemeyi kestiğiniz anda, beyinde kulağın ilettiği sesleri analiz etme çabası da durur. Dinleme işlevi, beynin dikkat kesilmesini gerektirir. Beyin, özellikle önceden tahmin edemediği, ani değişikliklere karşı son derece duyarlıdır. Bu sayede, yan bahçede dakikalardır havlayan köpeği duymazdan gelebilir, ancak aynı köpekten bir miyavlama çıkacak olursa aniden dikkat kesilirsiniz!
Tomatis® dinleme seansları sırasında kulağa iletilen müzikte, müziğin o anki tınısı ve ses şiddetinin tetiklediği, ton zıtlıkları yaratan ani geçişler meydana getirilir. Bu zıtlıklar, beyin tarafından tahmin edilmesi kesinlikle mümkün olmayan bir düzende gerçekleşir.
TalksUp® aygıtının müzik ve insan sesi iletimi, her biri kendi ses işleme ayarlarına sahip olan, C1 ve C2 şeklinde tanımlanmış iki farklı ses kanalı üzerinden gerçekleşir. İletilen müzik veya seste herhangi bir değişiklik olmadığı halde, iletimin bir kanaldan diğerine geçmesiyle birlikte, bambaşka bir tını ortaya çıkar. Bu iki kanaldan her biri, iletilen müzik ya da sese farklı bir frekans bileşimi kazandıracak, yani orijinal sese göre farklı bir tını yaratacak biçimde programlanabilmektedir. Ses iletiminin bu iki kanal arasında geçişlerine “geçitleme” denir. Bu işlem nedeniyle, TalksUp® aygıtı ile dinleme yapılırken, aynı melodinin sürekli olarak değişen ses şiddeti ve tonlarda algılanması söz konusudur.
Elektronik geçitleme, hiçbir ağrı durumuna yol açmamakla birlikte, beyinde şaşırma etkisi yaratır ve gelen işitsel uyarımlara karşı beynin dikkat kesilmesi sağlanmış olur. Sürekli tekrarlanan, tahmin edilemez yapıdaki bu akustik zıtlıklar sayesinde, beynin dinleme hassasiyeti artacak, dolayısıyla dinleme işlevinin genelinde iyileşme kaydedilecektir. Geçitleme işleminin hızı ve şiddeti, Tomatis® dinleme testine bağlı değerlendirmelerden yola çıkılarak, her danışan için ihtiyaçlara göre ayarlanabilmektedir.
TalksUp® aygıtı, müziği ve insan sesini gerçek zamanlı işleyebilen, yeni nesil kompakt işlemcilerle donatılmıştır.
————————————————————————————————————————————————————————————————————————————–
Havadan ve Kemikten Ses İletimi
Ses, temelde bir titreşimdir! Bu titreşimler kulak yolundaki havada ilerleyerek iç kulağa ulaştığında, “havadan ses iletimi” meydana gelir. Ancak, bedenimizin kulaklar dışındaki noktalarına da çarpan aynı titreşimler, kemiklerimiz üzerinden iç kulağa doğru çok daha hızlı bir şekilde ilerler ve böylece “kemikten ses iletimi” gerçekleşmiş olur. Kulaklarınızı ellerinizle kapatıp konuşacak olursanız, sesinizi mükemmel bir biçimde duymaya devam edersiniz. Bunun nedeni, sesin asıl olarak kafatasındaki kemikler üzerinden ilerleyerek kulağa iletilmesidir. Daha yüksek sesle konuştuğunuzda, aynı titreşimlerin tüm bedeninize yayıldığını hissedebilirsiniz.
Tomatis® seanslarında dinletilen müzik ve insan sesi, hem havadan hem kemikten ses iletimi yapabilen kulaklık takımları aracılığıyla iletilir. Kulaklık takımının kulaklara denk gelen kısmından kulak yoluna ses iletimi gerçekleşir, yani havadan iletim yapılırken, tepe kısmındaki titreşim parçası ise kafatasına titreşimler iletecek, yani kemikten iletim yapacaktır.
TalksUp® aygıtındaki belli teknik ayarlar, gerçek hayattaki ses iletimini taklit edecek biçimde, kulaklık takımına aktarılan sesin, kulaklardan önce kafatasına iletilmesini sağlar. Bu sayede, işitme sistemi, bir an sonrasında hava yoluyla iletilecek sesi algılamak üzere, kendisini doğal olarak hazırlar. Sesin, bu şekilde iki farklı yoldan, ancak farklı anlarda iletimi, duyusal ses mesajlarını doğru analiz etme yönünde beynin eğitilmesini sağlamaktadır.
Kemikten ses iletimi teknolojisi, ilk olarak 1980’lerde, Tomatis® kulaklık takımlarında uygulanmaya başlandı. Günümüzde, tıp endüstrisinde (koklear implant), askerî uygulamalarda (karadan müdahale iletişim miğferleri), eğlence sektöründe (elektronik oyunlar, Google Glass®) ve pek çok başka alanda bu teknolojinin kullanıldığını görmekteyiz.
—————————————————————————————————————————————————————————————————————————————
Müzik ve İnsan Sesi
Tomatis® programlarında kullanılan yüksek netlikteki müzik kayıtları, ağırlıklı olarak, armoni ve yüksek frekanslar açısından zengin Mozart eserlerinden oluşmaktadır.
Tomatis® ses filtreleri sayesinde yüksek frekanslar açısından daha da zenginleştirilen müzik, işitme sisteminin etkin bir şekilde uyarılmasına yardımcı olur. Mozart eserleri, dünya genelinde tüm uluslardan insanlara hitap edebildiği için, Elektronik Geçitleme® ile yaratılan etkiyi ve dolayısıyla Tomatis® etkisini güçlendirme yolunda mükemmel sonuç vermektedir.
Geçitleme uygulanmış müzik, tüm işitme sisteminin daha ileri bir seviyeye taşınmasını olanaklı kılar. Doğal bir süreç olan işitsel geri bildirim döngüsü, bize ulaşan ve ses yoluyla yeniden üretilen bilginin algılanması, analiz edilmesi, özümsenmesi ve kesintisiz bir düzenlemeye tabi tutulmasını sağlar. Beyin, Elektronik Geçitleme® uygulaması ve diğer teknik parametreler sonucunda, normalde beklenenden farklı ses geri bildirimleriyle baş etmeye zorlanır ve böylece, güçlü bir duyu egzersizi yapılmış olur. Bu konuşmalı Tomatis® seansları, aktif dinleme seansı şeklinde adlandırılmaktadır.
—————————————————————————————————————————————————————————————————————————————
İşitsel Lateralite
İki elimiz, iki gözümüz ve iki ayağımız var. Bunların her birinde, soldaki veya sağdaki daha baskın konumda olabilir. İki taraftan birinin baskın olması, baskın olan tarafta bilginin daha hızlı işlendiği anlamına gelir. Beyindeki sol ve sağ işitme sinir yolu bağlantılarının birbirinden çok farklı olması, kulak için de aynı durumu ortaya çıkarır.
Sol kulak, beynin sağ yarısı ile bağlantı halindeyken, sağ kulak ise beynin sol yarısına bağlıdır. Öte yandan, işitsel bilgilerin, beynin sol ve sağ yarılarında işlemlenme şekli aynı değildir.
Yapılan çalışmalar, işitme korteksinin her bir bölümünün belli işlevlerden sorumlu olduğunu ortaya koymakta. Sol işitme korteksi (sağ kulak), konuşmanın kavranmasında ve mantıksal düşünce üretiminde rol oynarken, sağ işitme korteksi (sol kulak) ise duygusal algı ve müzikal becerilerle ilgilenir.
Bize ulaşan işitsel bilginin işlemlenme şekli, hangi kulağımızın daha baskın olduğuna göre değişir. Genel olarak, sağ kulağın baskın olduğu durumun, öğrenme ve iletişim açısından avantaj sağladığı kabul edilmektedir.
Tomatis® Metodu, uygulanan belli teknik parametreler sayesinde, dinleme seansında iki kulağa ulaşan ses şiddetini gerekli düzeyde değiştirerek, sağ kulağı doğal yollarla uyarıp çalışmaya teşvik edebilmektedir.
—————————————————————————————————————————————————————————————————————————————-
Anne Sesi
Fetüs, gebeliğin yaklaşık olarak 18’inci haftasından itibaren duyma yetisi kazanır. Annenin omurgası üzerinden ilerleyen titreşimlerin sağladığı kemikten ses iletimi yoluyla anne sesini duyar. Anne sesi, bu bakımdan, doğum öncesi duyusal uyarımın temel kaynakları arasındadır.
Ancak, bu iletim çeşitli nedenlerle yetersiz gerçekleşiyor ya da en azından tam anlamıyla istendiği gibi gerçeklemiyor olabilir. Tomatis® Metodu, belli özel durumlarda anne sesi kayıtlarından da faydalanmakta, uygun filtreler ve elektronik geçitleme ayarları uygulayarak, danışanın kendi doğal gelişim sürecini yeniden inşa etmesini sağlayabilir.
Müzik gibi, TalksUp® aygıtı üzerinden işlenerek iletilen anne sesi de duygusal ve gelişimsel bozukluklarla baş etme yolunda güçlü bir araç sunar.
Dinleme işlevinde bir bozukluk baş gösterdiğinde, çok güçlü bir duyu merkezi olan işitme sisteminin çalışması aksayacaktır. Bu aksama, kişisel gelişiminiz ve esenliğiniz üzerinde önemli yansımalar meydana getirebilir. Ses mesajlarının kulaklar aracılığıyla alınıp işlemlenmesi sürecine etki eden Tomatis® Metodu, beyni etkin bir şekilde uyararak, dinleme güçlüklerinin en aza indirilmesine yardımcı olur. İnsan psikolojisi, anatomisi ve fizyolojisi arasındaki bağlardan yararlanan Tomatis® Metodu, sizi sinirbilimi ve bilişsel bilimin dünyasına götürecek.
Dikkat mekanizmaları
Değişimi tespit etme ve ilgili mekanizmaları geliştirme yolunda beyne yardımcı olmak.
Hiç parmaklarınızı şıklatarak birisinin dikkatini çekmeyi denediniz mi? Bunu yaptığınızda, dikkati üzerinize çekmek için şaşırtma etkisinden faydalanmış olursunuz. Beyin, önceden tahmin edemediği ve dolayısıyla beklemediği değişikliklere karşı gerçekten de son derece hassastır.
Dikkat, dışımızda gelişen bir olaya ya da bir düşünceye karşı seçici farkındalık oluşturup, bu farkındalığı devam ettirme yetisidir. Sinir sisteminin, dışarıdan gelen her tür bilgiyi almaya hazır olmasını sağlayan genel uyanıklık durumunun ifadesidir. Dikkat bozuklukları hem çocuklar hem de yetişkinlerde baş göstererek, odaklanma ve dikkati sürekli kılma becerilerinin ortadan kalkmasına yol açabilir. İlgiyi birden fazla uyarım kaynağı arasında bölüştürebilme yetisi de dikkatin özel bir şeklidir. Dikkat yetersizliği, pek çok bilişsel işlevi etkiler ve bilişsel anlamda ciddi sorunlar yaratabildiği gibi, çocukların okulda ve diğer öğrenme ortamlarında kayda değer güçlükler yaşamasına yol açabilir.
“Elektronik Geçitleme®” esasına dayanan Tomatis® uygulamasında, oluşturulan algısal ses zıtlıkları yoluyla beyin sürekli bir şaşırma etkisine maruz bırakılır ve böylece beynin uyanık kalıp dikkat kesilmesi sağlanır. Uygulamadaki amaç, meydana gelen değişikliklerin tespit edilmesini sağlayacak otomatik mekanizmaların geliştirilmesi ve bunun sonucunda seçici dikkatin güçlenmesi yolunda beyne yardımcı olmaktır.
Dinamizm
Kortikal enerji için kulağı uyarmak
Duyusal uyarımların %80’den fazlasına kulak kaynaklık eder. İster uykuda, ister uyanık olun, kulağınızdan beyninize kesintisiz bir uyarım akışı gerçekleşir. Gebeliğin dördüncü ayından itibaren, fetüste tam anlamıyla işlev görmeye başlayan ilk organ da yine kulaktır.
İnsan kulağının salyangoz adı verilen kısmı, “kortikal enerji” temininden sorumludur. Beyne ve bedene enerji temin etmek için kulaklardan kaynaklanan uyarıma gerek duyulur. Kişisel potansiyelimizi keşfetmek ve kendimizi gerçekleştirmek için sese ihtiyacımız var. Öte yandan, bir müzik, yüksek frekanslı armoniler açısından ne kadar zenginse, enerji anlamında etkinliği de o kadar yüksek olacaktır. Sesteki zengin yüksek frekans içeriği, “retiküler formasyon” adı verilen, beynin genel etkinlik düzeyine kumanda eden, çok geniş bir sinir ağını uyarır.
Tomatis® dinleme programlarında, işte bu nedenle ağırlıklı olarak Mozart’ın keman konçertolarından faydalanmaktayız.
Dil
İşitsel geri bildirim döngüsünü harekete geçirmek
Ani bir duygu etkisine maruz kaldığınızda sesinizin nasıl değişebildiğini daha önce fark ettiniz mi? Bu tip durumlarda, normal sesinize dönüş yapabilmek için birkaç saniyelik zamana ihtiyaç duyarsınız. Bunun nedeni, işitsel geri bildirim döngüsünün kesintiye uğramış olması, beyninizin bir anlığına kendi sesinizi doğru şekilde analiz etme becerisini yitirmesidir.
Tomatis® Metodunun temel ilkesi, akustik mesajların alınması ve analizine yönelik mekanizmalarda bir değişiklik yaratıldığında, aynı mesajların ağızla yeniden üretiminde de değişikliğin baş göstereceği gerçeğidir.
Bu işitme-konuşma döngüsünün doğru işleyebilmesi, herkeste çaba gerektirmeden var olan işitsel ayrım becerisine, fonolojik farkındalığa ve ritimlerin algılanabilmesine bağlıdır. İnsan işleyişinin doğal bir unsuru olan bu beceriler, çok daha ileri seviyelere varabilir ve tüm öğrenme süreçleri için gereklidir.
Tomatis® Metodu, işitsel geri bildirim döngüsü üzerinde büyük etkiler yaratır. Danışan, aktif seanslarda, “Elektronik Geçitleme®” ile üzerinde düzenleme yapılan kendi sesini dinler. Geçitleme işlemi, danışanın kendi ses şiddeti ve frekansına bağlı olarak gerçekleşecek ve yabancı dil öğreniminde büyük önem taşıyan yüksek frekansların ön plana çıkması sağlanacaktır. Öte yandan, beyni zorlayan bu etki, beynin bir uyum çabasına girmesini gerektirir. Sonuçta, danışan, kendi sesinin düzenleri ve ritmini daha iyi algılayabilir hale gelir.
Motor beceriler ve denge
Vestibüler sistemin potansiyelini en yukarıya taşımak
Kulak, kendisine ulaşan sesleri almakla kalmaz; beden dengeniz, ritmik hareketleriniz ve beden koordinasyonunuzun da belirleyicisi olarak işlev görür. Yürürken, elinizle bir kulağınızı kapatmayı denediğinizde, ciddi bir denge kaybı yaşadığınızı görürsünüz.
Denge, iç kulağın, en küçük beden hareketlerinde bile beyne bilgi gönderen, vestibül adlı parçasına bağladır. Dolayısıyla, beden duruşunun kontrol altında tutulması ve dengenin korunmasında kulağa büyük iş düşer. Tomatis® Metodu, vestibül üzerinde yarattığı etkiyle, bedenin dik duruşunu kazanmasına olanak tanır. Dinleme seanslarının sürekli etkisi altında, sol ve sağ kulağa ait vestibül yapıları üzerinden beyne gönderilen mesajlar arasında tutarlılık sağlanır. Bunun sonucunda, motor becerilerdeki koordinasyon eksiklikleri kayda değer ölçüde azalacak, hareketler daha akıcı ve düzenli hale gelecektir.
Tomatis® Metodu, motor bozukluklar üzerinde bu mekanizma ile fayda sağlar. Vestibül, buna ek olarak, beyinle kurduğu karmaşık bağlantı ağı aracılığıyla, gerek müzik gerekse konuşmadaki ritimlerin algılanmasında da temel rol oynamaktadır.
Kulak, insan bedenindeki en güçlü duyusal veri toplama aracıdır. Beyne ulaşan uyarımların %80’den fazlasına kaynaklık eden kulaklar, bir yandan beynin serebral uyarımında asli rol oynarken, bir yandan da beynin serebral şekillendirilebilme özelliği üzerine olumlu etki eder. Tomatis® Metodunun pek çok uygulama alanıyla etkileşim içinde olmasının nedeni de bu şekilde açıklanabilir. Tomatis® Metodu, çoğu terapötik ve tıbbi uygulamayı tamamlayıcı nitelikte bir araçtır. Diğer terapi ve uygulamaların sonuçlarını önemli ölçüde güçlendirerek, geleneksel yöntemler çerçevesinde uygulanan programların kısaltılmasını olanaklı kılar. Çocuklar, yetişkinler ve yaşlılar için her yaşta uygulanabilen Tomatis® Metodu, kişisel gelişimi destekler ve karşılaşılan güçlükler ile bozuklukların büyük kısmıyla mücadeleye yardım eder.
Dikkat
Dikkat, dışımızda gelişen bir olaya ya da bir düşünceye karşı seçici farkındalık oluşturup devam ettirme yetisidir. Sinir sisteminin, dışarıdan gelen her tür bilgiyi almaya hazır olmasını sağlayan genel uyanıklık durumunun ifadesidir. Fazla bir zihinsel çaba gerektirmeyen, rutin veya alışıldık etkinlikler (bir belgenin gözden geçirilmesi ya da kopyalanması gibi) söz konusu olduğunda bile, yapılması gereken iş için yeterince uzun konsantrasyon süresi ortaya koyamayan çocuklar ve yetişkinlerde dikkat güçlüğünden söz edilir.
Farklı bilgi kaynakları ya da görevler arasında dikkati bölüştürme becerisi de dikkatin öne çıkan tiplerindendir. Bu dikkat tipinde baş gösteren sorunlar, bilişsel açıdan büyük bedeller doğurur. İyi işlemediğinde, okul ortamındaki çocuklar için önemli bir güçlük kaynağı haline gelebilir.
Tomatis® Metodu, kortikal uyarım da denilen, beynin uyarımına ilişkin genel etkisine ek olarak, seçici dikkat üzerinde de son derece olumlu etkiler yaratabilmektedir. Tomatis® Metodunun dayanağını oluşturan Elektronik Geçitleme® sistemi, ses zıtlıkları yaratır ve bu da beyni sürekli olarak doğal bir şaşırma etkisine mazur bırakır.
Amaçlanan şey, beyin tarafından, otomatik değişim tespit mekanizmalarının geliştirilmesidir. Danışan, bu mekanizmaları özümsendiğinde, kendisini gerçekten ilgilendiren bilgileri daha kolay belirleyebilecek, ikincil bilgileri reddetme ya da arka plana atma becerisini sergileyebilecektir.
Tomatis® Metodu, bu açıdan, beraberinde hiperaktivite bulunsun ya da bulunmasın, dikkat eksikliği bozukluğu (ADD / ADHD) çeken çocuklar ve yetişkinlerin desteklenmesinde tamamlayıcı bir yaklaşımdır.
Öğrenme
Öğrenme terimi, bir konuda otomatikleşmemizi ya da bilgi edinmemizi sağlayan tüm mekanizmaları ifade eder. Gelen bilgiler ya da dışımızda gelişen olaylar karşısında, davranışlarımızı tutarlı ve kalıcı bir biçimde değiştirebilme becerimizi ortaya koyar. Öğrenme, deneyimler ışığında davranışlarımızı değiştirebilme yetimize bağlıdır. Ödülle öğrenme, hatayla öğrenme, taklitle öğrenme, tekrarla öğrenme, yaratıcılıkla öğrenme gibi pek çok öğrenme yönteminden söz edilebilir. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın, öğrenme için, yeni davranışların edinilmesi ve bunların hayata geçirilmesinin kolaylaştırılması amacıyla, sinir ağının beyin tarafından sürekli olarak yeniden düzenlenmesi gerekir. Beynin esnekliği ve “şekillendirilebilir” oluşundan söz etmekteyiz. Bu sayede, aynı olay tekrar yaşandığında, bu kez daha hızlı, daha doğru ve daha sezgisel tepki verebiliriz.
Beynin doğal bir uyarıma tabi tutulmasını amaçlayan ses zıtlıkları, Tomatis® Metodunun bu şekillendirme üzerine etki etmesini sağlar. Aslında, beynin tespit mekanizmaları geliştirmesine ve değişiklikleri analiz edebilmesine yardımcı olunmaktadır. Dolayısıyla, Tomatis® Metodu, dışarıdaki gelişmelere ve yeni olaylara karşı özel bir dikkat harcama yönünde kişinin eğitilmesini amaçlayan bir pedagoji yaklaşımıdır. Yeni bilgilerin edinilmesini kolaylaştırır ve genel yetiler ile akademik becerilerin geliştirilmesi yolunda öğrencilere yardımcı olur. Tomatis® Metodu, bugün tam da bu nedenle yüzlerce devlet okulu ve özel okul tarafından, eğitimi destekleyici bir uygulama olarak önerilmektedir. Öğrenciler, okul etkinlikleri sırasında ağırlıklı olarak hatalarından yola çıkarak öğrenirler. Büyüme süreci boyunca hatalar yapmak normal ve gerekli olsa da, belli sistematik hataların ısrarla tekrar ediliyor oluşu, öğrenme bozukluklarını akla getirir.
Bu öğrenme sorunları, zekâ ile bağlantılı olmayıp, beynin belli bölgelerini veya sinir ağını gerektiği gibi işletme konusunda çocuğun çektiği güçlüklerin sonucudur. Tomatis® Metodunun amacı, çocuğun telafi edici devreler oluşturulmasını olanaklı kılmaktır. Diğer bir deyişle, bir öğrenme bozukluğunu iyileştirmek mümkün olmamakla birlikte, baypas ya da telafi etmek, beynin başka sinir ağlarından faydalanmasını sağlamak mümkündür. Örnek olarak, dille bağlantılı öğrenme bozukluklarında, Tomatis® Metodu sayesinde sesin çözümlenmesi ve analizi kolaylaştırılmakta, böylece disleksi vakalarında ve konuşma terapisine tamamlayıcı olarak çok ciddi faydalar sağlanabilmektedir.
Ses üretimi ve dil
Ses üretimi
Bir sesi ne kadar hassas bir şekilde algılayıp analiz edebilirsek, aynı sesi ağızla yeniden üretme yetimiz o kadar yüksek olacaktır. Kaliteli bir ses üretimi için, aynı zamanda kendi sesimizi iyi dinleyebilmemiz, ürettiğimiz seslerin doğruluğu, kalitesi ve şiddetini ölçebilmemiz şart.
Sesimiz, kendi kulağımıza asıl olarak kafamızdaki kemikler üzerinden, titreşim yoluyla iletilir. Sesin dış ortam yoluyla geldiği “havadan ses iletimi”nden farklı olarak, bu iletim şekline “kemikten ses iletimi” denir. Bu ses üzerinde beyin tarafından yapılan analiz sonucuna göre, ağız hareketlerimiz üzerinde gerekli düzenlemeler yapılır. Dolayısıyla, kulaklarımız, beynimiz ve sesimiz arasında sürekli bir çift yönlü akış mevcuttur. Bu doğal işitsel geri bildirim döngüsünde, genellikle duygusal veya bilişsel nedenlerden kaynaklanmak üzere, herhangi bir kesinti meydana geldiğinde, dinlememizde ve sonrasında buna bağlı olarak sesimizde kusurlar ortaya çıkacaktır. Bu kusurlar, sesimizin ritmi, tonu, rengi veya şiddeti üzerinde etkiler yaratabilir.
Bunun sonucunda, iletişim istediğinde azalma, konuşma güçlükleri, akıcılık sorunları, konuşma yanlışlıkları, gereğinden fazla kısık, genizden ya da yüksek sesle konuşma gibi dengesizlikler baş gösterebilecek, sesimizin ifade yeteneği azalabilecektir.
Tomatis® Metodu, hem havadan hem de kemikten iletim aracılığıyla işitsel geri bildirim döngüsü üzerinde çalışarak, beyin, kulak ve ses arasındaki bağlantının yeniden istenen duruma gelmesine yardımcı olur.
Dil
Kulak, beyin ve ses arasında ilişkiyi etkileyen Tomatis® Metodu, dil ediniminde gecikme yaşamış kişilere yardım etmekte de faydalıdır. Dilsel konuşma, farklı seslerin karmaşık bir zincir boyunca ve belli bir ritim içerisinde birbirine eklenmesiyle ortaya çıkar.
Bu ritim, iletilen frekansların yüksekliği ve süresine, ayrıca her bir sesin şiddet aralığına bağlı olarak değişir. Bir dile ait ritim, temel olarak, uzun ünlülerde ve sözcük vurgularında kendini gösteren tonlama aksanları tarafından belirlenir. Sözcükler, “fonolojik farkındalık” da dediğimiz, bu sesleri bilinçli bir düzene koyma yetisini bize kazandırır. Fonolojik farkındalık bulunmadığında, dile ait sesleri algılama ve dolayısıyla gerekli değişikliklere tabi tutmada güçlükler baş gösterecektir.
Danışanın sesini sürekli olarak işleyerek havadan ve kemikten iletim yoluyla tekrar danışana ileten Tomatis® Metodu, dile ait temel seslere dönük algıyı desteklemekte, gerek konuşma bozukluklarından mustarip çocuklara, gerekse ses profesyonellerine destek vermek için kullanılabilmektedir.
Duygu durum düzenleme
Hareket etmenin bedenimiz üzerindeki önemini hepimiz biliyoruz. Ancak, beynimizin normal işleyişini korumak açısından da hareketin büyük önem taşıdığı gerçeği gözden kaçabiliyor. Beden hareketleri, beynin enerjiye çevirdiği duyu mesajları göndererek beyinde uyarım sağlar. İnsan bedeninden gelen duyu mesajlarının en önemli geçiş yolu konumundaki kulağın bu alandaki rolü kolayca anlaşılabilir. Beyin tarafından bir savunma mekanizması devreye sokulduğunda, söz konusu uyarım sekteye uğrayabilir. “Duygusal şok” adını verdiğimiz travmatik olayların ardından bu mekanizmalar gelişebilmektedir. Beyin, aynı zamanda, dış çevreden bir saldırı yöneltildiğini hissettiğinde de kendini korumaya alma eğilimindedir. Gündelik hayatın hızındaki değişiklikler, yüklenen yeni sorumluluklar, uyumsuzluklar ve toplumsal baskılar, bu tip sonuçlar doğurabilir.
Tomatis® Metodu, işitme sisteminin de bağlı olduğu limbik sistem (beynin orta bölümü) üzerine etki eder. Limbik sistemin görevleri arasında duygu, bellek ve öğrenme mekanizmaları da yer almaktadır. Bunun yanında, salyangoz da bir kortikal yüklenme yaratmaktadır. Dolayısıyla, limbik sistem ve prefrontal korteks üzerinde etki yaratan Tomatis® Metodu, depresyon ve kaygı ile bağlantılı duygu durum bozukluklarının aşılmasına yardımcı olur. Ek olarak, stres seviyesinin düzenlenmesi üzerinde de doğrudan etki yaratır.
Motor beceriler ve koordinasyon
Kulak, insan bedeninin en güçlü duyu organı olduğu gibi, aynı zamanda bedeni yönlendiren organlar arasındadır. İç kulakta yer alan “vestibül” adlı yapı, en küçük beden hareketlerini bile beyne bildirir ve karşılığında gerekli talimatları alır. Motor becerilerimiz ve koordinasyonumuz üzerinde çok ciddi etkisi vardır. Bu bakımdan, duyusal bilgilerin işlemlenmesinde etkin rol oynar ve vücudun diğer parçaları ile birlikte, motor beceriler, lateralite, kas tonusunun düzenlenmesi ve dik duruş üzerinde doğrudan etki yaratır.
Motor beceriler ve koordinasyonda yaşanan güçlüklerin, vestibüler sistemdeki sorunlarla bağlantılı olması olasıdır. Bu tip sorunlar, büyümemiz sırasında öğrendiğimiz, yürüme, koşma, zıplama, ayağımızla ya da parmağımızla dokunma gibi beden hareketlerinin özümsenip uygulanmasında gecikmelere yol açabilmekte, aynı zamanda baş dönmesi, denge kaybı, bulantı gibi farklı şekillerde de kendini gösterebilmektedir.
Tomatis® Metodu, derin ve ritmik seslerin iletimini destekleyerek, doğrudan vestibül üzerine etki eder ve motor işlevlerde, kas tonusunun düzenlenmesinde, dik duruşta olumlu sonuçlar getirir. Bunun yanında, işitsel lateralite üzerinde yaratılan doğal etki de sol ve sağ taraflı beden hareketlerin koordinasyonuna Tomatis® Metodunun olumlu etki edebilmesini sağlar.
Otizm Spektrum Bozuklukları
Otizm spektrum bozuklukları (OSB), pek çok başka özelliğinin yanında, dış dünya ile etkileşime geçmede yaşanan güçlüklerle ve özellikle de sosyal iletişimde gözlenen anormalliklerle tanımlanır. Bugün tartışılan tezlerden biri, bu tip kişilerde ayna nöronların doğru işlev görmediği yönündedir. Beyinde dağınık bir şekilde yayılmış durumdaki bu nöronlar, kişi pasif konumdayken ve sadece izlemekle yetinirken bile beynin beden hareketleri ve dil ile ilgili kısımlarını harekete geçirdiği için kilit önemdedir. Ayna nöronlar, diğer kişilerin eylemleri, niyetleri ve duygularının anlaşılabilmesinde asli rol oynar.
Bir beden hareketini planlamamızı, bir duyguyu tahmin edebilmemizi ve empati kurmamızı olanaklı kılan, ayna nöronlardır. Diğer bir deyişle, bir taraftan kendimizi başkalarının yerine koymamıza, diğer taraftan da eylemlerimizi planlamamıza yardımcı olurlar. Bu bakımdan, karşılaştığımız birine gülümsemek gibi çok basit bir eylemden, karşıdakinin duygularını hissedebilmeye ve eylemlerini anlamlandırmaya kadar geniş bir yelpazede, kurduğumuz sosyal ve gündelik ilişkilerde temel işlev görürler.
Tomatis® Metodu, tahmin sistemlerimiz üzerinde itici güç yaratır. Pasif dinleme programlarında, özel algısal zıtlıklar içerecek şekilde işlenmiş müziğe maruz kalan beyin, karşılaştığı bu değişikliklerin şifresini çözme çabasına girer. Aktif (konuşmalı) çalışmada ise, danışanın ürettiği sesler aygıt tarafından otomatik olarak düzeltildiği için, danışan da sesini buna uygun biçimde ayarlamaya çalışacaktır. Bu süreçte, dilsel konuşma bölgesiyle bağlantılı ayna nöronun doğrudan işlev görmesi gerekir. Tomatis® Metodu, böylece, otizm spektrum bozukluğunda (OSB) olduğu gibi, bilişsel gelişim, iletişim ve sosyal etkileşimle ilgili gecikme ve bozukluklarla, zaman zaman da bunlarla bağlantılı gelişen, asperger sendromu, duyusal işleme bozukluğu, down sendromu gibi durumlarla tanımlanan danışanlara yardımcı olabilecektir.
Tomatis® Metodu, bu bozukluklardan mustarip kişilerin, başka yöntemleri tamamlayıcı bir tarzda desteklenmesine dönük, profesyonel bir destek aracıdır.
Akademik beceriler
Şarkı söyleme
Alfred Tomatis, ses sanatçıları üzerinde yürüttüğü çalışmalar sırasında, ses sorunlarının, aslında dinleme sorunlarıyla birlikte ortaya çıktığını belirledi. Kaliteli bir ses üretimi için, sadece dış dünyadan gelen ses mesajlarını değil, kendi sesimizi de iyi bir şekilde dinleyebilmemiz gerektiğini ortaya koydu. Sanatçı, kendi sesinin doğruluğu, şiddeti ve kalitesini analiz edebilmek zorundaydı.
Bu öz dinleme etkinliğinin gerçekleşebilmesi için, başta kafatası olmak üzere, bedendeki tüm kemiklerin katıldığı kemikten iletim aracılığıyla kulağa ulaşan ses titreşimlerinin doğru algılanabilmesi gerekir. Bu ise, orta kulakta yer alan iki işitme kasının sorunsuz işlev görebilmesine, yani iç kulağa iletilen tüm titreşimleri kontrol altında tutup gerektiği gibi sönümleyebilmesine bağlıdır. Elektronik Kulak aygıtıyla yapılan ses rehabilitasyonu, öz kalite kontrol mekanizmasının oluşturulmasına dayanır. Dolayısıyla, karşılaşılan sorunun tipine bağlı olarak, aşağıdaki durumların düzeltilmesine odaklanılır:
- Şarkı söyleme isteğinin bulunmaması ya da kaybolması
- Konuşma veya şarkı söylemede, herhangi bir fiziki zorlanma bulunmadığı halde güçlük hissedilmesi
- Akıcılık sorunları
- Doğru ses ve telaffuz sorunları
- Çok alçak sese, çok tiz sere veya çok genizden sese neden olan vurgu dengesizlikleri
- Sesin ifade gücü, modülasyonu veya tonlamasında eksiklikler
- Fazla alçak veya yüksek ses
Yabancı dil
Her dil, düzgün bir konuşmanın sağlanabilmesi için, kendine özgü bir ritmin oluşturulmasını gerektirir. Beyin, çocukluk döneminde, bir yandan anadile ait fonetik yapıları nasıl öne çıkartacağını, bir yandan da anadile uyumsuz fonetik yapıları nasıl göz ardı edeceğini öğrenir. Çok erken bir noktadan itibaren, anne sesi sayesinde, dilimizin konuşma hızını nasıl düzenlememiz gerektiğini kavrarız. Kısa süre içinde yerleşen bu dil kodlamaları, anadilin içselleştirilmiş ses düzenlerinden farklı özellikler ortaya koyan yabancı dillerin öğrenilmesi önünde engel haline gelir.
Tomatis® Metodu, yabancı dil öğrenmek isteyen kişilerde, ilgili yabancı dile ait ritim yapılarının tam olarak yerleşmesine olanak tanır. Yerleşen ritim sayesinde, sözcük dağarcığı, söz dizimi ve dilbilgisinin öğrenilmesi çok daha kolay bir hal alır. Bir Avrupa Birliği programı kapsamında yedi farklı üniversitede yürütülen bir araştırmada, Tomatis® Metodu ile yabancı dil öğrenme süresinin yarı yarıya kısaltılabildiği kanıtlanmıştır.
Lütfen Tomatis® Metodunun bir eğitim yaklaşımı olduğunu, bir tıbbi tedavi şeklinde ele alınmaması gerektiğini unutmayınız. Ciddi güçlüklerin yaşandığı durumlarda, Tomatis® Metodunun terapötik veya tıbbi tedavileri tamamlayıcı bir araç olarak kullanılması önerilmektedir.
62 farklı okuldan, güçlük yaşayan ya da yaşamayan 1330 çocukla yürütülmüş çalışma – Avrupa Birliği Çalışması
İşitsel İşlemleme Bozukluğu (APD) Yaşayan 41 Çocukla Yürütülmüş Çalışma – 90 saatlik Tomatis® uygulaması (başka terapi desteği olmaksızın)
100 Otistik Çocukta Değişim Alanları
Stres Bozukluğu Yaşayan 100 yetişkinle yürütülmüş çalışma – 90 saatlik Tomatis® Uygulaması
Anksiyete Yaşayan 29 İlkokul Öğrencisi ile Yürütülmüş Çalışma
Dikkat Eksikliği (ADD) Yaşayan 25 Çocukla Yürütülmüş Çalışma – 30 saatlik Tomatis® Uygulaması
Öğrenme Güçlüğü Yaşayan 25 Çocukla Yürütülmüş Çalışma
Öğrenme ve iletişim güçlüğü çeken 225 çocuk.